20111014

ölsem aynı kayıtsızlıkla karşılarsın gibime geliyor. sen o adam değilsin, ben hangi kızım orasını hiç bilemiyorum. belirsizliğin olduğu yerde en güzel boku yiyen hep ben oluyorum, bunu sana nasıl anlatmalı? neresinden tutsam elimde kalan bir şeyi arkamızdan sürüklüyoruz. sen kimsin, ben bilmiyorum. yine de seni özlüyorum. sana seni özlediğimi söylemeden seni çok özlüyorum hem de. görsem ağlayacağımdan korkuyorum. görsem senin beni özlememiş olacağından korkuyorum. ben yalnızken de mutsuzum belki ama en azından ağlamıyorum. yalnızken ağlamıyorum. gideceğini neden kabullenmiyorsun anlamıyorum. gideceksin, arkanda kocaman bir kayıtsızlık bırakarak. "bilmiyorum," diyeceksin "hiçbir şey bilmiyorum." ve üstelik ben yerimde sayarken sen yaşamaya devam edeceksin. aklının ücra köşesine katlayıp koyarsın belki beni. beni, hatırlamak istediğin gibi katlar koyarsın. orada güzel durabilirim. "bunu da yaşamış olduk." dersin, gülümsersin. kafan iyidir, gülümsersin. ben sandığın şeyden hep çok uzak olurum, sen gülümsersin.